Stres, genetik aktarımlar, hastalıklar ve çevresel faktörler sebebiyle azalan doğurganlık oranları, çocuk sahibi olmak isteyen aileleri tüp bebek tedavisine başvurmaya yönlendirdi. Bu durum, tüm dünya genelinde tüp bebek tedavi merkezlerinin ve bu tedaviye başvuranların sayısının her geçen gün artmasına neden oldu. Ancak ailelerin arzu ettikleri sonuca ulaşıp ulaşamadıkları, süreci nasıl geçirdikleri ve tedavideki tüp bebek başarı oranı hâlâ geliştirilmeye açık bir konu.
"Tüp bebek tedavisi nedir, süreci nasıl gelişir?", "Tedavideki başarı oranları neye göre belirlenir?", "Tüm tedavi merkezleri veya kliniklerde hatta ülkelerde tedavi süreçleri farklılık gösterir mi?" Tüp bebek yöntemi ve başarı oranı hakkında merak ettiğiniz pek çok sorunun yanıtını burada bulabilirsiniz.
Latince adıyla "in vitro fertilizasyon(IVF)" olarak bilinen bu tedavi, kısırlık ya da farklı doğurganlık sorunları olan ailelerin bebek sahibi olmalarını sağlayan tekniklerden biri. Bu tedavi sırasında kadının yumurtalıklarından alınan yumurtalar, laboratuvar ortamında eşinin spermleri ile döllenir. Bu döllenme sonucu embriyo meydana gelir ve embriyo büyüyüp gelişmek üzere kadının rahmine transfer edilir.
Embriyonun rahimde büyüyüp gelişmesiyle hamilelik evresi başlar ve doğuma kadar bu süreç devam eder. Tüp bebek tedavisinin başarıya ulaşması veya sürecin sağlıklı ilerlemesi; kişinin kendi bedeniyle, rahatsızlıklarıyla, genetik özellikleriyle ve kültürel, sosyolojik ya da psikolojik pek çok çevresel faktörle bağlantılıdır. Bu nedenle süreç, her çift için farklı şekillerde sonuçlanır.
Herhangi bir doğurganlık sorunu olmayan kişilerin tüp bebek tedavisine başvurmalarına gerek olmaz. Ancak erkeğin ya da kadının doğal yollarla bebek sahibi olmalarını engelleyen durumlar varsa tüp bebek tedavisi onlara yardımcı olabilir.
Bu durumları şöyle sıralayabiliriz:
Bunların yanı sıra tek başına çocuk yapmak isteyen kadınlar da tüp bebek tedavisinden yararlanabilirler. Ancak yurt dışında tüp bebek tedavileri farklı donörlerle de yapılabiliyor olsa da Türkiye'de bireylerin resmî olarak eş statüsünde olmaları şartı aranıyor.
Tüp bebek tedavisi öncelikle alanında uzman bir doktor seçimi ve başarılı uygulamalar gerçekleştiren, son teknoloji cihazlar kullanan bir klinikle mümkün olabilir. Uygulamayı yapacak olan doktor, ailenin sağlık durumunu değerlendirmek ve uygun yumurtlama dönemlerini belirlemek adına bazı testler yapar. Gerekli kan tahlilleri, yumurtlama indüksiyonu takibi, ultrason taramaları kişilerin durumuna göre değerlendirilir.
Tüp bebek tedavisinin aşamaları şunlardır:
Bütün bu aşamalardan sonra tedavi amaçlı yapılan operasyonlar tamamlanmış olsa da süreç hamilelik aşamasından bebeğin doğum aşamasına kadar devam eder. Bebeğin sağlıklı bir şekilde doğması tüp bebek tedavisinin başarılı olduğunu gösterir.
Tüp bebek tedavisinin önemli aşamaları tamamlandıktan ve embriyo transferi yapıldıktan sonra, bireyin dikkat etmesi gereken belirli noktalar vardır. Bunlara uygun şekilde hareket edildiği takdirde tüp bebek tedavisinde başarı oranının daha yüksek olması beklenir.
Embriyo transferi sonrası dikkat edilmesi gerekenleri şöyle sıralayabiliriz:
Sürecin takibini yapan doktor tarafından önerilen her şey uygulandığında tüp bebek tedavisinin olumlu sonuçlanma olasılığı da artacaktır. Ancak tüp bebek başarı oranı yalnızca bu faktörlere bağlı değildir.
Tedavi sürecinde başarı oranını düşüren önemli faktörler şunlardır:
Tüp bebek tedavisine başlamadan önce tedaviyi yapan doktor çiftleri olası durumlara karşı bilgilendirir. Ancak tıbbi olarak başarı oranı yüksek olsa bile çiftlerin tüp bebek tedavisinde başarı oranı değişkenlik gösterebilir.
Tüp bebekte başarı şansı nedir? Araştırmalara göre tüp bebekte başarı şansı yaş faktöründen ciddi oranda etkileniyor. Özellikle kadınlarda 40-42 yaş altı daha başarılı bir tedavi süreci geçirirken bu yaşlardan sonra başarı oranı giderek azalmaya başlıyor.
Amerika Birleşik Devletleri’nde kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olan The Society for Reproductive Technology(SART)'nin yaptığı araştırmalara dayanan yaşa göre başarı oranları şöyledir:
İstatistikler değerlendirildiğinde, tüp bebek başarı oranı hesaplamalarına göre kadınlar ne kadar gençse tedavinin başarılı sonuçlanma olasılığı da bir o kadar artıyor. Bu durum büyük oranda yumurta kalitesi ile alakalıdır. Tüp bebek tedavileri ihtiyaç durumunda daha genç yaşlarda da uygulanmakla beraber yaygın olarak 40 yaş ve sonrası için bebek sahibi olabilmeyi vadeder. Fakat 40 yaştan sonra yumurta rezervlerinin azalması ve kalitesinin düşmesi, menopoz başlangıcı ya da erken menopoza eğilim gibi sorunlar durumu zorlaştırabilir.
Tüp bebek tedavisi söz konusu olduğunda en çok tercih edilen ülkelerden biri Türkiye. Bunun nedenleri ise çok sayıda tüp bebek tedavi merkezinin bulunması, gelişmiş teknolojilere sahip cihazların kullanılması, yüksek başarı oranları ile uzmanlığını kanıtlayan doktorların varlığı ve Avrupa'da yer alan ülkelere göre tedavi maliyetlerinin düşük olması. Son yıllarda yurt dışından Türkiye'ye tüp bebek tedavisi için gelen çiftlerin oranında ciddi bir artış olduğu da biliniyor.
Türkiye, tüp bebek tedavisinde dünyada ve Avrupa’da yüksek başarı oranlarına sahip. Peki, Türkiye'de tüp bebek başarı oranı neden yüksek?
Tüp bebek tedavisi söz konusu olduğunda en çok merak edilenlerden biri ilk denemede başarılı olunup olunamayacağı konusu. Dünya çapındaki istatistiklere bakıldığında genellikle tüp bebek tedavisinin ilk denemesindeki başarı oranlarının %30 ila %40 aralığında olduğu görülür.
Başarı oranı -yukarıda da bahsedildiği üzere- kadının yaşına, sağlık durumuna, doğurganlık konusundaki sorunlarına, erkeğin sperm kalitesi ve sayısına bağlı olarak değişkenlik gösterir. Diğer taraftan başarı oranına etki eden tüm faktörler sağlanmış olsa bile kadının da fiziksel, zihinsel ve psikolojik olarak hamileliğe hazır olması gerekir.
IVF tedavisi, doğal yollarla olmayan bir tedavi süreci olduğu için genellikle ilk embriyo transferleri bir alışma süreci gibi değerlendirilebilir. Kişilerin durumuna bağlı olarak oranlar değişkenlik gösterse de ikinci ya da üçüncü denemede başarılı olma ihtimali çok daha yüksek olur. Tedavi süreci döngülerden oluşur ve çift başarıya ulaşana kadar en fazla altı döngüye kadar deneyebilir. Burada önemli olan tedavide ısrarcı olmak ve devamlılığını sağlayabilmek.
IVF tedavisine başlarken tüp bebekte başarı şansı nasıl artar, sorusunun cevabı merak edilir. Tedavi sürecinde başarı oranları tamamen çiftlerin durumuna bağlı olduğu için belirli bir standart belirtmek çok doğru olmaz. Yine de bazı hususlara dikkat ederek tüp bebek tedavisinin başarı oranını artırabilirsiniz.
Tüp bebek tedavisi sürecinde merak edilen konulardan bir diğeri de tedavinin riskleri oluyor. Bu süreç hem fizyolojik hem psikolojik açıdan zorlayıcı olabilir. Bunun yanı sıra tedaviye başlamadan önce bu sürecin her zaman hamilelikle sonuçlanmayabileceğini, hamilelik gelişse bile canlı doğum oranının belirli bir seviyede olduğunu bilmeniz gerekir. Bu nedenle tedaviye başlamadan önce tedavinin riskleri hakkında doktorunuzla detayları görüşebilirsiniz.
Uygun şartlarda yapıldığında genel olarak güvenli bir tedavi olsa da tüp bebek tedavisinde bazı riskler bulunabilir. Bunları şöyle sıralayabiliriz:
Yukarıda sayılan riskler dışında tüp bebek tedavisi güvenli bir tedavi olarak uygulanır. Bu noktada kişisel sağlık kontrollerinin yapılmış olması ve tüm sürecin doktor kontrolünde yürütülmesi önem arz eder. Olası riskler için tedaviye başvuran kişinin sağlık durumu değerlendirilir ve zaten doktorun öngörebileceği büyük bir risk varsa tedavi uygulanmaz. Ancak genel anlamda bakıldığında çocuk sahibi olamayan çiftler için güvenli bir tedavi olduğu söylenebilir.
Tüp bebek tedavisi, kanunlara göre uygulanan bir tedavi yöntemi olduğu için her ülkede farklı kurallar uygulanır. Her ne kadar sağlık konusunda Dünya Sağlık Örgütü tarafından belirlenen standartlara uyulsa da tüp bebek konusunda bazı tedaviler ülkelerin hukuk kurallarına göre değişiklik gösterir.
Türkiye'de uygulanan kanunlara göre tüp bebek tedavisiyle ilgili bilinmesi gerekenler şunlardır:
İlgili kanunlara göre izin verilmeyen durumlar:
Tüm diğer nedenlerin yanı sıra Türkiye'deki tüp bebek tedavi masraflarının diğer ülkelere göre daha uygun maliyetli olması da onun daha fazla tercih edilmesini sağlıyor. Tedavi her ülke ve klinikte farklılık gösterse de genel anlamda ABD'de ve Avrupa'da yüksek maliyetlerle uygulanabiliyor.
Örneğin İngiltere'de maliyetin yanı sıra tüp bebek tedavisi için çiftlerin 4-5 yıl kadar beklemeleri de gerekebiliyor. Tedavi ücretleri aynı zamanda uygulanan protokollere ve kullanılan farklı ilaç türlerine göre belirleniyor. Türkiye'de ise tedavi maliyetleri bu ülkelere göre çok daha uygun ve ulaşılabilir bir standartta tutuluyor. Her kliniğin tedavi için belirlediği fiyat politikası farklı olsa da hem yüksek başarı oranı hem turistik avantajları sayesinde en çok tercih edilen ülkeler arasında yer alıyor.
Eğer siz de tüp bebek tedavisi hakkında bilgi almak, bu süreçteki pek çok detayı planlamak istiyorsanız bizimle 7/24 iletişime geçebilir, kolayca randevu oluşturabilirsiniz. Tedavi sürecindeki konaklamanız, size en uygun olan klinik ve doktorun belirlenmesi, kliniğe ulaşımınız ve süreç içerisindeki diğer ihtiyaçlarınız için yanınızdayız! Vereceğimiz destek sayesinde ihtiyaç duyduğunuz tedaviye kolaylıkla ulaşabilir, bu zorlu süreci güvenle ve rahatlıkla geçirebilirsiniz.