Orbita; göz ve gözün etrafındaki kas, sinir, doku ve kan damarlarını kapsayan yapının tamamıdır. Görme sinirlerinin de gözden beyne ulaşmasını sağlayan orbitada anormal doku gelişmeleri sonucunda tümörler oluşabilir. Peki, orbita tümörü nedir, orbita tümörü tedavisinde dikkat edilmesi gerekenler nelerdir?
Orbita tümörü; kafatasında gözün bulunduğu kemikli yuvada oluşan anormal doku gelişmelerini ifade eder. Bu tümörlerin büyük çoğunluğu iyi huylu olmakla birlikte nadiren de olsa kanserli hücre oluşumu görülebilir. Çocuk, genç ve yetişkin tüm bireylerde görülebilen orbita tümörü, pek çok farklı nedenden kaynaklanabilir.
Orbita tümörünün gelişimine neden olan unsurları şöyle sıralayabiliriz:
Orbita tümörü, çocuk ve yetişkinlerde farklı türlerle ortaya çıkabilir. Bu tümörün çeşitleri ise şunlardır:
Gözü çevreleyen bu yapıda oluşan küçük ya da büyük her türlü tümör, ciddi görme bozukluklarından gözün yuvasından öne doğru çıkmasına kadar pek çok semptoma neden olabilir. Bu nedenle göz ve çevresinde gelişen orbita tümörü belirtilerinin dikkate alınması ve vakit kaybetmeden uzman bir göz doktoruna başvurularak gerekli tedavilere başlanması son derece önemli.
Gözü ve gözün etrafında bulunan dokuları kapsayan yapıda gelişen tümörler, hiçbir semptom görülmeden de ilerleyebilir. Bazı orbita tümörleri ise oldukça yavaş bir şekilde semptom gösterebilir. Hangi belirtilerin görüldüğü ve belirtilerin şiddeti, tümörün iyi ya da kötü huylu olup olmadığı ile ilgili önemli bilgiler verebilir.
Orbita tümörüne sahip bireylerde yaygın olarak görülen belirtilerden bazıları şunlardır:
Bu belirtiler, çoğunlukla iyi huylu orbita tümörlerinde görülür. Nadiren gelişen kötü huylu tümörde ise daha farklı semptomlar açığa çıkabilir. Örneğin;
Ayrıca çocuklarda farklı bir orbital tümörü belirtisi olarak şaşılık ve göz bebeğinde beyazlama görülebilir.
Farklı göz hastalıkları, orbita tümörü ile ortak semptomlar taşıyabilir. Bu bağlamda orbitada gelişebilecek herhangi bir semptomun doğrudan tümöre işaret etmeyeceğini unutmamakla birlikte kanserli hücre ihtimalini de göz önünde bulundurmak gerekir. Bu noktada mutlaka bir uzman görüşüne alınmalıdır.
Gözü ve göz çevresindeki diğer dokuları olumsuz yönde etkileyen orbita tümörünü teşhis edebilmek için öncelikle hastanın uzman göz doktorları tarafından muayene edilmesi gerekir. Muayene esnasında doktor, hastaya semptomların şiddetini anlayabilmek adına bazı sorular sorabilir.
Uzman, hastanın detaylı bir göz muayenesini yaptıktan sonra semptomların durumuna ve şiddetine göre farklı teşhisler koyabilir. Orbita tümörünün teşhis edilmesinde genellikle etkili görüntüleme yöntemleri olan bilgisayarlı tomografi(BT) ile manyetik rezonans görüntüleme(MR) tercih edilir. Bu şekilde yüksek çözünürlüklü görüntüler elde edilir ve şüpheli bölge detaylıca incelenebilir.
BT ve MR'ın yanı sıra çok sık başvurulmamakla birlikte tümörün türünün anlaşılabilmesi için bölgeden parça alınabilir. Bu durumda orbital ince iğne biyopsisi, sıklıkla tercih edilen bir yöntemdir. İnce bir iğne yardımıyla tümörlü bölgeden doku alınır. Bu biyopsi işleminin ardından alınan parça patolojiye gönderilerek kitlenin kanserli olup olmadığı anlaşılır.
Doktorun uygun gördüğü teşhis araçlarından bir ya da birkaçı kullanıldıktan sonra rahatsızlığın ne olduğu kesin olarak belirlenir. Hastada orbita tümörü saptandığı takdirde kişiye özel bir tedavi planlanır.
Her tümör tedavisinde olduğu gibi orbita tümöründe de hastanın öyküsüne, yaşına, tümörün iyi ya da kötü huylu olmasına, hastalığın mevcut durumu ve şiddetine göre farklı tedavi planları uygulanır. Eğer tümör iyi huylu ve küçük boyutta ise hastaya tedavi yerine takip önerilebilir.
Ancak orbita tümörü iyi huylu ve küçük olsa da kişinin yaşam kalitesini düşürecek semptomlara neden oluyorsa cerrahi işlem yoluyla parçanın çıkarılmasına karar verilebilir. Bununla birlikte kanserli hücre olarak gelişen orbita tümörü söz konusu olduğunda cerrahi işlemin yanı sıra ek tedavi yöntemlerine de başvurulabilir.
Tümör olup olmadığını anlamak ve tanı koymak amaçlı da uygulanabilen cerrahi müdahale, tümörün tedavisi için yaygın olarak tercih edilen bir yöntem. Ancak göz anatomisi son derece hassas olduğu için cerrahi operasyonu gerçekleştirecek olan doktorların alanında uzman hekimler olması önemlidir.
Bu noktada operasyona göz cerrahının yanı sıra beyin ve plastik cerrahı da dâhil olur. Cerrahi işlem; tümörün yerine, yapısına, büyüklüğüne ve işlemden sonra elde edilmek istenen sonuca göre planlanır. Bu bağlamda operasyonda tümörü tamamen çıkarmak, küçültmek, içini boşaltmak gibi farklı yöntemler tercih edilebilir.
Cerrahi işlemde uygulanan farklı yöntemler şunlardır:
Tümörün mevcut durumu çok ilerlediyse ve metastaz yapma olasılığı varsa operasyon orbitanın tamamen çıkarılması yönünde şekillenebilir. Böyle bir durumda göz ve gözün çevresindeki sinir, doku ve kaslar da çıkarılacağı için oluşan boşluğa orbital implant yerleştirilebilir. Ayrıca bu işlem sırasında estetik müdahaleye de başvurulabilir.
Orbita tümörünün cerrahi işlem uygulanarak tedavi edilmesi, kitlenin durumuna bağlı olarak ortalama 4-8 saat sürebilir. İyileşmenin ise kişinin yaşına ve tümörün evresine bağlı olarak 2 ila 6 hafta içinde tamamlanması beklenir.
Radyasyon tedavisi, hem iyi hem kötü huylu tümörün gelişimini durdurmak için tercih edilebilir. Ayrıca cerrahi işlem sonrasında tümörün tekrar gelişmesini önlemek de için uygulanabilir. Radyasyon tedavisinde kitlenin yapısına ve şiddetine bağlı olarak iki farklı yöntem söz konusudur.
Yöntemlerden ilki brakiterapi olarak da bilinen plak radyoterapisidir. Göze doğrudan müdahale edilerek gerçekleştirilen plak radyoterapisinde pirinç tanesi büyüklüğünde, ışınlanmış bir metal parçası gözün içinde tümöre yakın bir noktaya geçici olarak yerleştirilir.
Kanserli hücrelerin daha fazla büyümesini ve etrafındaki organlara sıçramasını önlemek amacıyla tercih edilen kemoterapi, gözdeki tümöre ulaşmak amacıyla katater kullanılarak uygulanır. Diğer tedavi yöntemlerinin yanında bu işleme nadiren başvurulmakla birlikte tümörün durumuna bağlı olarak doktorlar hastaya kemoterapi uygulamayı tercih edebilir.
Orbita bölgesindeki kisti tedavi etmek ve varsa iltihaplanmayı azaltmak için hastaya antibiyotik tedavisi uygulanabilir. Buna ek olarak hastaya farklı ilaçların verilmesi de olağandır. Belirlenecek ilaç tedavisi hastaların genel sağlık durumuna göre değişiklik gösterir. Bu süreçte sadece doktorun reçete ettiği ilaçları önerilen dozda kullanmak oldukça önemli.
Kriyoterapi, kemoterapi gibi tümörün gelişimini durdurmaya yardımcı olması adına yapılır. Bu yöntem, hastanın gözüne birkaç dakika boyunca soğutucu verilerek uygulanır.
Genellikle diğer göz hastalıklarında tercih edilen lazer tedavisi, orbita tümöründe plak radyoterapisinden sonra tedaviyi desteklemek amacıyla yapılabilir.
Göz, diğer organlara kıyasla daha hassas ve küçük bir yapıda olduğu için orbita tümörü tedavisinin uzman doktorlar tarafından yürütülmesi son derece kritiktir. Operasyon sırasında gelişebilecek komplikasyonlar sonucunda hastada geçici ya da kalıcı görme kaybı oluşabilir. Bunun yanı sıra her hastalığın tedavi sürecinde olduğu gibi hastanın genel durumu ve yaşı hangi yöntemin uygulanacağı konusunu da gündeme getirir.
Orbita tümörü tedavisini yürüten uzman hekimler, kanserin evresini de dikkate alır. Örneğin ileri yaşta bir kişide orbita tümörü tespit edildiğinde prosedür belirlenirken hastanın yaşam konforu göz önünde bulundurulur. Tedavi sürecinin hastanın yaşam kalitesini düşürmesi söz konusu ise tedavi yerine takip önerilebilir.
Orbita tümörünün çıkarılması için cerrahi işlem uygulandığında operasyon sırasında ve sonrasında enfeksiyon, kan pıhtılaşması ve görme kaybı gibi birtakım komplikasyonlar meydana gelebilir. Benzer şekilde radyasyon tedavisi de çeşitli riskler barındırır.
Örneğin radyasyon ışını alan hastanın gözünde geçici görme kaybı, bulanık görme, göz içi basıncın artması, katarakt ve göz kuruluğu gibi komplikasyonlar gelişebilir. Kemoterapi tedavisi ise tipik olarak saç kaybı, ağız yarası, mide bulantısı gibi semptomların ortaya çıkmasına neden olabilir.
Orbita tümörü için uygulanacak tedavi yöntemi her ne olursa olsun, hastanın tedavi öncesinde uygulanacak işlem ile ilgili detaylıca bilgilendirilmesi ve endişelerinin giderilmesi gerekir. Bu uygulama, hastanın mental sağlığının korunmasına adına son derece önemlidir.
Göz ve göz çevresinde gelişen bu tümörün tedavisi tamamlandıktan sonra tedavinin gidişatı ve hastanın genel sağlık durumu dikkate alınarak hastanın bir veya birkaç gün hastanede yatması gerekir. Bu süreçte kişi, uzman doktor ve sağlık ekibinin gözetiminde tutulur. Hastanın taburcu olma süresi tümörün yapısına, evresine ve tedavi seçeneğine göre değişiklik gösterebilir.
Tedavinin ardından doktor, belirli aralıklarla hastayı muayene etmek ister. Kanserin nüksetmesi durumu söz konusu olabileceği için kişinin doktorun belirlediği takvimde muayeneye gitmesi önem arz eder. Orbita tümörü tedavisini tamamlamış bireylerin iyileşme sürecini hızlandırmak, yaşam kalitesini artırmak adına aşağıdaki hususlara dikkat etmesi gerekir.
Operasyonun ardından göze geçici olarak pansuman bandı takılır. Hastanın hastaneden ayrıldıktan sonra bölgenin hijyenini sağlamak amacıyla belli aralıklarla pansuman yapması gerekebilir. Pansuman için gerekli olan malzemeler ve pansumanın nasıl yapılacağı hastanenin sağlık ekibi tarafından hastaya aktarılır.
Eğer orbita tümörünün yapısı ve boyutu gereği, bölgede derin bir kesi olmuşmuşsa bu bölgeye ameliyat esnasında dikiş atılır. Dikişli bölgenin bakımı için belirli aralıklarla sağlık merkezine gidilmesi gerekir.
Orbita tümörü tedavisinin ardından, özellikle ilk hafta, ilgili bölgede ağrı hissedilmesi son derece normaldir. Doktor, ağrının şiddetine göre ağrı kesici reçete edebilir. Hasta, doktorun önerdiği doza sadık kalarak ilaçlarını kullanabilir. Ancak ilaç alınmasına rağmen geçmeyen ve giderek artan bir ağrıyla karşı karşıya kalınırsa vakit kaybetmeden doktorla iletişime geçmek gerekir.
Tedavi sonrasında gözün etrafında morluk ve şişlik oluşabilir. İlgili bölgede enfeksiyon oluşumunu önlemek için doktor antibiyotik kullanımı önerebilir. Bununla birlikte ameliyatlı bölgeye belli aralıklarla soğuk kompres uygulanarak şişliğin azaltılması sağlanabilir. Ayrıca şişliğin yanı sıra ilk birkaç gün gözde akıntı olabilir, kaşıntı hissedilebilir. Morarma, şişlik veya akıntı gibi semptomların yoğun olması durumunda vakit kaybetmeden doktora görünmek gerekir.
Tüm bunların yanı sıra ciddi rahatsızlıklar atlatan her birey gibi orbita tümörü tedavisi görmüş kişiler de sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemeye dikkat etmelidir. Bu süreçte doktorun önerdiği diyet listesine uyarak sağlıklı ve dengeli beslenmeye özen göstermek önemlidir. Ayrıca doktorun izin verdiği ölçüde egzersiz yapmaya başlayarak fiziksel ve zihinsel sağlığın korunması amaçlanabilir.
Siz de orbita tümörüne ait semptomlardan bazılarını taşıdığınızı düşünüyor veya çevrenizden birilerinin bu rahatsızlığa sahip olabileceğinden şüpheleniyorsanız vakit kaybetmeden uzman bir hekimle görüşmelisiniz. Orbita tümörünün teşhisi ve tedavisi hakkında detaylı bilgi almak için bizimle 7/24 iletişime geçebilirsiniz. Ameliyat öncesi ve sonrasında konaklayacağınız yerden ulaşım seçeneklerine kadar konforlu bir süreç planlamak için kolayca randevu oluşturabilirsiniz.