Kök hücreler farklılaşmamış veya özelleşmemiş hücrelerdir. Farklılaşmamış olmaları, bu hücrelerin vücudun farklı bölgelerinde sayısız işleve hizmet eden hücrelere dönüşebilecekleri anlamına gelir. Vücuttaki hücrelerin çoğu farklılaşmış hücrelerdir. Bu hücreler yalnızca belirli bir organda belirli bir amaca hizmet edebilir. Örneğin, kırmızı kan hücreleri, kan yoluyla oksijen taşımak için özel olarak hizmet eder.
Tüm insanlar hayat döngülerine sadece tek bir hücre olarak başlar. Bu hücreye zigot veya döllenmiş yumurta denir. Zigot iki hücreye, ardından dört hücreye bölünür ve bu böyle devam eder. Sonunda hücreler, vücudun bir bölümünde belirli bir işlev üstlenerek özelleşmeye başlar. Bu işleme farklılaşma denir.
Kök hücreler henüz farklılaşmamış hücrelerdir. Bölünme ve kendilerinin sınırsız sayıda kopyasını oluşturma yeteneğine sahiptirler. Vücuttaki diğer hücreler, bozulmaya başlamadan önce yalnızca sınırlı sayıda çoğalabilir. Bir kök hücre bölündüğünde, kök hücre olarak kalabilir ya da kas hücresi veya kırmızı kan hücresi gibi farklılaşmış bir hücreye dönüşebilir.
Farklı amaçlar için kullanılabilecek birkaç kök hücre türü vardır.
Embriyonik kök hücreler: Embriyonik kök hücreler, üç ila beş günlük insan embriyosunda bulunan hücrelerdir. İn vitro fertilizasyon adı verilen bir işlem sırasında bu hücreler toplanılabilir. İn vitro fertilizasyon işlemi, bir embriyonun kadın vücudu yerine laboratuvarda döllenmesini içerir. Embriyonik kök hücreler pluripotent kök hücreler olarak da bilinir. Bu hücreler, vücuttaki hemen hemen her tür hücreye farklılaşabilir.
Embriyonik olmayan (yetişkin) kök hücreler: Yetişkin kök hücreler, bebeklerde ve çocuklarda da bulunduğu için yanıltıcı bir isme sahiptir. Bu kök hücreler vücuttaki gelişmiş organ ve dokulardan gelir. Vücut tarafından bulundukları bölgedeki hasarlı dokuyu onarmak ve değiştirmek için kullanılırlar.
Örneğin, hematopoietik kök hücreler, kemik iliğinde bulunan bir tür yetişkin kök hücredir. Yeni kırmızı kan hücreleri, beyaz kan hücreleri ve diğer kan hücresi türlerini yaparlar. Doktorlar, belirli kanser türlerini tedavi etmek için onlarca yıldır hematopoietik kök hücreler kullanarak kemik iliği nakli olarak da bilinen kök hücre naklini gerçekleştirmektedir.
Yetişkin kök hücreler, embriyonik kök hücrelerin yapabildiği kadar başka hücre tipine farklılaşma yeteneğine sahip değildir.
Uyarılmış pluripotent kök hücreler (iPSC'ler): Bilim adamları yakın zamanda yetişkin kök hücrelerin nasıl pluripotent kök hücrelere dönüştürüleceğini keşfettiler. Bu yeni hücre tiplerine uyarılmış pluripotent kök hücreler (iPSC'ler) denir. Bu hücreler vücuttaki her tür özel hücreye farklılaşabilirler. Bu, potansiyel olarak herhangi bir organ veya doku için yeni hücreler üretebilecekleri anlamına gelir. iPSC'ler oluşturmak için bilim adamları, yetişkin kök hücrelerini embriyonik kök hücreler gibi davranmaları için genetik olarak yeniden programlar.
Kordon kanı kök hücreleri ve amniyotik sıvı kök hücreleri: Kordon kanı kök hücreleri doğumdan sonra göbek kordonundan toplanır. Gelecekte kullanılmak üzere hücre bankalarında dondurulabilirler. Bu hücreler, lösemi gibi kan kanserli çocukları ve bazı genetik kan bozukluklarını tedavi etmek için başarıyla kullanılmıştır.
Amniyotik sıvıda da kök hücreler bulunmuştur. Bu, anne rahminde gelişmekte olan bir bebeği çevreleyen sıvıdır. Bununla birlikte, amniyotik sıvı kök hücrelerinin potansiyel kullanımlarını anlamaya yardımcı olmak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.
Kök hücrelerin kendileri tedavi açısından tek bir amaca hizmet etmez, bu hücreler çoğu hastalığın tedavisi için birkaç nedenden dolayı önemlidir.
Birincisi, doğru uyaranlar ile birçok kök hücre herhangi bir hücre tipinin rolünü üstlenebilir ve doğru koşullar altında hasarlı dokuyu yenileyebilecek, tamir edebilecek hücre tiplerine farklılaşabilir.
Bu potansiyel, bir hastalık veya yaralanmadan sonra insanlarda yaraları ve doku hasarını onararak hayat kurtarıcı olabilir. Bilim adamları, bu özelliklerinin yanında kök hücreler için birçok olası kullanım alanı keşfetmektedir.
Kök hücreler birçok farklı kaynaktan temin edilebilmektedir ve potansiyel olarak 80'den fazla hastalığı tedavi etmek için FDA tarafından onaylanmıştır.
Hematopoetik bozukluklar (örn. lösemi, talasemi, aplastik anemi, MDS, orak hücreli anemi, depo bozuklukları vb.) kemik iliğini etkiler ve çeşitli sistemik komplikasyonlarla kendini gösterir. Bir donörden (kordon kanından veya kemik iliğinden) alınan kök hücrelerin, kusurlu kemik iliğini yeniden oluşturarak hastalığın kalıcı olarak üstesinden gelebilmektedir.
Dejeneratif bozukluklar ise kemik, kıkırdak, kas, yağ veya diğer herhangi bir doku, hücre veya organın dejenerasyonu, aşınması ve yıpranmasından kaynaklanır. Bu yıpranma, çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilir, ancak genellikle en büyük neden yaşlanma olarak bilinen süreçtir. Dejeneratif bozukluklar yavaş ve sessiz bir şekilde başlangıç gösterir, ancak bu bozukluklar uzun süreli, acı verici ve ömür boyu sürebilir. Bu bozukluklar vücudun herhangi bir organını etkileyebilir. Yaygın dejeneratif bozukluklar diyabet, osteoartrit, felç, kronik böbrek yetmezliği, konjestif kalp yetmezliği, miyokard enfarktüsü, alzheimer hastalığı, parkinson hastalığı ve benzeri hastalıkları içermektedir.
Şu anda, bu hastalıkların çoğu için geleneksel tedavi çok etkili olmasa bile, kök hücre tedavisi kök hücrelerin şaşırtıcı ve benzersiz özellikleri nedeniyle tüm dünyada pek çok umut verici sonuçlar gösteriyor. Kök hücre tedavisi güvenli ve genellikle bir veya iki gün içinde tamamlanacak şekilde hızlıdır. Bununla birlikte kök hücre tedavisinin sonuçları, uzun ve etkisiz geleneksel tedavilere göre çok daha iyidir.
Kemik iliği ve göbek kordonu da dahil olmak üzere çeşitli kaynaklardan alınmış olan kök hücrelerin kullanıldığı tedaviler 1988 yılından beri hayatı tehdit eden bir dizi hastalığın tedavisinde iyi sonuçlarla başarılı bir şekilde kullanılmaktadır. Araştırma ve geliştirme faaliyetleri sonucunda, giderek artan sayıda başarılı sonuçlara sahip kök hücre tedavileri ortaya çıkmıştır. Kök hücre tedavisi güncel tıp biliminin tüm alanlarını kapsayan, tıbbın en heyecan verici alanlarından biri haline gelmiştir.
Araştırmacılar, embriyonik kök hücrelerin farklılaşmasını sağlıklı bir şekilde yönetebilmek için güvenilir bir yol bulabilirlerse, hücreleri belirli hastalıkları tedavi etmek için kullanabilmektedir. Örneğin, embriyonik kök hücreleri insülin üreten hücrelere dönüştürmeyi sağlayarak, hücreleri tip 1 diyabetli insanlara nakledebilirler.
Doku rejenerasyonu muhtemelen kök hücrelerin en önemli kullanım alanıdır.
Örneğin şimdiye kadar yeni bir böbreğe ihtiyacı olan bir kişi bir donörün organını beklemek ve daha sonra bir organ nakli yaptırmak zorundaydı.
Vericiler aracılığı ile organ bulma konusunda sıkıntılar her geçen gün artmakta, ancak kök hücrelere belirli bir şekilde farklılaşma talimatı vererek, bilim adamları onları belirli bir doku tipini veya organı büyütmek için kullanabilmekte ve bu şekilde organ nakli için organ bulma konusunda yeni bir seçenek daha oluşturmakta.
Örnek olarak, doktorlar günümüzde yeni cilt dokusu oluşturmak için cilt yüzeyinin hemen altından alınan kök hücreleri kullanmaktadır. Daha sonra bu dokuyu hasarlı cilde aşılayarak ciddi bir yanığı veya başka bir yaralanmayı onarabilmekte ve cildin tekrar büyümesini sağlayabilmekteler.
2013 yılında, Massachusetts General Hospital'dan bir araştırma ekibi insan kök hücrelerini kullanarak laboratuvar farelerinde kan damarları oluşturduklarını bildirdi.
Kök hücrelerin implante edilmesinden sonraki 2 hafta içinde, kan damarı ağları oluşmuştu. Bu yeni kan damarlarının kalitesi, yakınlarındaki doğal olan damarlar kadar iyiydi.
Doktorlar bu tür bir tekniğin sonunda kardiyovasküler hastalıkları olan insanları tedavi etmeye yardımcı olabileceğini ummaktadır.
Doktorlar bir gün parkinson ve alzheimer gibi beyin hastalıklarını tedavi etmek için yeni hücreler ve dokular kullanabilirler.
Örneğin Parkinson'da beyin hücrelerine verilen hasar kontrolsüz kas hareketlerine yol açar. Bilim adamları, hasarlı beyin dokusunu yenilemek için kök hücreleri kullanabilirler. Bu, kontrolsüz kas hareketlerini durduran özelleşmiş beyin hücrelerini geri getirebilir.
Doktorlar artık lösemi, orak hücreli anemi ve diğer immün yetmezlik sorunları gibi hastalıkları tedavi etmek için yetişkin hematopoietik kök hücreleri rutin olarak kullanıyor.
Hematopoetik kök hücreler kanda, kemik iliğinde oluşur ve oksijen taşıyan kırmızı kan hücreleri ve hastalıklarla savaşan beyaz kan hücreleri de dahil olmak üzere tüm kan hücresi türlerini üretebilir.
İnsanlar sevdiklerine yardım etmek için veya muhtemelen gelecekte kendi kullanımları için kök hücre bağışlayabilirler.
Kök hücreler aşağıdaki kaynaklardan gelebilir:
Kemik iliği: Bu hücreler genel anestezi altında, genellikle kalça veya pelvik kemikten alınır. Teknisyenler daha sonra kök hücreleri depolama veya bağış için kemik iliğinden izole eder.
Periferik kök hücreler: Bir kişiye, kemik iliğinin kök hücreleri kana salmasına neden olan birkaç enjeksiyon yapılır. Daha sonra vücuttan kan alınır, bir makine kök hücreleri ayırır ve doktorlar kanı vücuda geri verir.
Göbek kordon kanı: Doğumdan sonra bebeğe zarar vermeden göbek kordonundan kök hücreler alınabilir. Bazı insanlar kordon kanını bağışlar, bazıları ise saklar.
Bu kök hücre hasadı pahalı olabilir, ancak gelecekteki ihtiyaçlar için avantajları şunları içerir:
Kök hücreler IV Kök Hücre Tedavisi (İntravenöz uygulama), İntratekal (doğrudan spinal kanala), Problemli bölgelere (Diz, kalça, cilt vb.) Bölge enjeksiyonları gibi çeşitli şekillerde uygulanabilir. Kök hücre tedavisinde tedavinin başarısı tedavi uygulanan kişinin hastalığı, hastalığın evresi ve hastalığın oluşturduğu komplikasyonlara göre farklılık göstermektedir. Bazı durumlarda ise kök hücre tedavisi sonrasında nakledilen kök hücre tutunması başarı ile gerçekleşmemektedir. Bu olduğu zaman kök hücre nakli uygulamasının tekrar gerçekleştirilmesi gerekir.